15 Aralık 2015 Salı

HANEGAH 

At pazarında kahve mekanlarını gezmeye devam ediyorum. At pazarı meydanının dib kısmında köşe de bulunan Hanegah kafe ye uğruyorum. 
Hanegah kafe kendine özgü konsept ve yapısıyla civar da hemen dikkat çekiyor. Buranın işletmecisi Karadenizli bir aile. Mekan karadeniz yemekleri ve sıcak soğuk birçok içecekle müşterilerini ağırlıyor.  Mıhlama, kara lahana sarması, turşu kavurma, laz böreği hanegahın vazgeçilmez lezzetleri arasında.
Mekanın giriş katı salon misali. Giriş katında eski bir soba bulunuyor. Kışın gelmesiyle birlikte artık çaylar soba üzerinde demlenıyor,kestaneler pişiriliyor. 
Duvar da Fatih Sultan Mehmet'in resimleri asılı, kasa önünde ise eski kitap ve dergilerin biriktiği bir bölme var. Merdivenlerden çıkarken sağ tarafta kocaman bir vav harfi görürsünüz.
Yukarı çıktıktan sonra odalarla karşılaşıyorsunuz. Bu odalar birkaç kişi giderseniz size ait oluyor. Doğum günü kutlamaları için tercih ediliyor genellikle. Kapıları kapalı tutulduğu için yazı yazmak, kitap tahlilleri ve toplantı düzenlemek için de ideal.

Hanegahta  ortalıkda gezen ezgi notlarını gördüysenız mekan sahiplerinin üflediği ney seslerini duymanız muhtemel. Ben havanın soğukluğu sebebiyle sobaya yakın oturdum ve Türk kahvemi söyledim. Tadı cok lezzetli olmasa da mekanın sıcaklığı bunu örttü. 



8 Aralık 2015 Salı

Sefai Hürrem 

Arkadaşlarla  yapılan sohbetler kahvesiz olmaz diyerek kendimizi Süleymaniye de bulunan Sefa-i Hürrem'de buluyoruz. Kafeye girmeden bizi renklı balonlar karşılıyor akşamları bu balonlar  yanıyor 


Buralar  babamın demesine göre eskiden hanmış. Şimdiler de ise kafelerle dolu. Sefa-i Hürrem bence en iyi teras manzarasına sahip. Tüm İstanbulu neredeyse görebılıyorsunuz. Süleymaniye Camiisi, Haliç, Eminönu,Galata kulesi, Boğaz Köprüsü...
Mekan diğer cafelere nazaran yeni sayılır. Çoğunlukla İslami kesimin tercih ettiği yerler arasında. İstanbul Üniversitesine yakınlığı sebebiyle öğrencilerin de uğrak noktası. 
Terasta yerimizi aldıktan sonra kahvemizi söyledik. Kısa bir süre sonra kahvemiz özel sunumuyla masamıza geldi.

Sunum oldukça dikkat çekiciydi. Aslında burdaki kafeler kahve sunumlarıyla birbiriyle yarışıyor.
Sefa-i Hürrem salı ve pazar günleri gelen müşterilerine ücretsiz hint kınası yaptırma fırsatı da sunuyor.
Mekan doğum günleri, özel günler, evlilik teklifleri, bekarlığa veda gibi etkinlikler için bir organizasyon firmasıyla da anlaşmalı. 




1 Aralık 2015 Salı

ESKİ DELİKLERDEN YENİ DELİLİKLER 

Bugünkü kahve mekanım eski kafa. Eski kafa Fatih'de At pazarı meydanında yer alıyor. At pazarı demişken buranın neden bu ismi aldığına değinmeden geçemeyeceğim. Osmanlı döneminde atların alınıp satıldığı,nalbantların ve at tüccarlarının bulunduğu bir meydanmış burası.
I
Düne kadar oto sanayicilerin konuşlandığı at pazarı meydanı şimdi cıvıl cıvıl kafeleri ile sohbet, çay, nargile üçlüsünün peşine düşenlere mekan olmuş. Meydandaki kafelerin sahipleri oto sanayicilerden devraldıkları dükkanları şık birer kafeye dönüştürmüşler.Belediyenin sokağı trafiğe kapatıp gerekli çevre düzenlemelerini yapmasıyla At Pazarı Meydanı Cihangir gibi, Tophane gibi bir kimlik kazanmış. Meydanı, bahsedilen bu mekânlardan ayıran özelliği ise ise müşteri profilinin farklı olması. Genelde İslami kesim gençliğinin ve entelektüellerin tercih ettiği bir mekân olan Fatih'teki At Pazarı Meydanı kafeleri, değişen yeni İslami kesimin de vitrini haline gelmiş.Müşterileri arasında tanınmış gazeteciler şairler oyuncular da bulunmaktadır. 
At Pazarı Meydanı kafeleri son zamanlarda İslami kesimin en çok tercih ettiği mekanlardan biri halini almıştır Özellikle gençler ve öğrencilerin dikkatini çeken bu meydan İslami kafe olgusuna yeni bir soluk getirmiştır.Meydanın bu kadar etkin olmasının sebebi ise benzerlerinin aksine sadece çay bahçesi kafe olarak hizmet vermemesidir. Hem eğlenme hem de sohbet mekanı olarak ele alabileceğimiz bu kafeler, kamusal alanda görünürlüğü giderek artan İslami aktörlerin düşünce ve fikir alışverişi yaptıkları bir merkez konumundadır. Bunun yanı sıra çeşitli konularda sohbetlere de ev sahipliği yapmaktadır. Arkadaş gruplarının kitap ve gazete tahlilleri için buluştukları mekanlar bu meydanda bulunmaktadır. 
Eski Kafa 
Şair Mevlana İdris ve mimar eşi Aysel Hanım’ın işlettiği mekân, buraya açılan diğer kafelere öncülük etmesi bakımından önemlidir. Özellikle entelektüellerin, edebiyatçıların ve üniversite öğrencilerinin tercih ettiği Eski Kafa, iç dekoru ve leziz yemekleriyle meydanın ilgi odağı.
Yemeklerde sadece organik ürünler kullanılıyor. Mutfağa gulaş, kaz eti, yüksük çorbası ve kuru patlıcan dolması gibi Osmanlı yemekleri hâkim. Yemekler açık mutfakta sergileniyor; içeri girip seçiyorsunuz.  zeytinyağlılar ve yaprak sarma da mevcut. 7 çeşit demleme çay bulunuyor: Tarçın, zencefil, elma, ayva, ıhlamur. Soğuk içecek olaraksa 10-15 çeşit şurup var; kızıl, gül, böğürtlen...Olmamış üzümden yapılan koruk şerbeti ise en sevılen serbetler arasında


Çay ve nargile ikilisi de buranın vazgeçilmezlerinden. Benim tercihim her zamanki gibi Türk kahvesiydı.




Benim en ilgimi çeken şey ise mekanın iç kısımdaki masalarda küçük prens çizili olmasıydı.